Pazarlama pahalı mı?

Pazarlama pahalı mı? Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Eğer siz hiçbir şeye para harcamadan, bol bol gelir elde etmek istiyorsanız, size her şey pahalı…

Çok hızlı unutuyoruz. Bugün pahalı diye dertlendiğimiz araçlar, geçmişte var olsaydı şükür namazı kılardık. El ilanı bastırmak için bir aylık ciroyu feda ettiğiniz günlerden, dünyanın öbür ucuna bir kaç dolara erişebildiğiniz günlere geldik. Bu şimdi pahalı mı?

Bedava sirke, baldan tatlıdır.

Hayır efendim değildir. Sirke, sirkedir ve gayet ekşidir.

Gönül ister ki; hiç harcamayalım ve hatta çalışmayalım ve bize paralar yağsın. Bu gönül de işi abartıyor değil mi? Böyle bir dünya yok ve hiç var olmadı. Bırakın hiçi, 3 kuruşa 5 köfte dahi olmaz. Köfte kaç para ise ödemekle yükümlüyüz. Ha, annemizin ak sütü bedava, onu bir kenara koyalım.

İşletmecilerin bir kısmı, ciddi bir iş idaresi bilgisi noksanı ile işletmelerini idare etmeye çalışırlar. Örneğin; maliyet muhasebesi dahi bilmeyip, cirosu ile giderleri örtüşüyorsa sorun olmadığını düşünen kimseler oldukça yaygındır. Oysa ciro, gözle görülmeyen ve detaylı analiz edilmesi gereken, dolayısıyla aslında tam olarak bize ait olmayan rakamlarla doludur.

Kira, maaşlar, vergi ve harçlar ödeniyor ve üzerine biraz para kalıyorsa, “sorun yok” gibi bir yaklaşım içindeyseniz; sonunuz pek de uzak değildir. Çünkü bu durumda; kırılan zemin kaplamasının maliyeti, izindeki personelin yerine çalışacakların fazla mesai ücreti, katılmanız gereken fuarın bedeli gibi maliyetler açıkta kalacaktır.

Tıpkı bunun gibi; işletmeye gelirlerin nereden ve nasıl geleceğini de bilmiyoruz.

Kızmayın, gerçekten bilmiyoruz…

Bakkala pazarlama gerekir mi?

Eğer pazarlama kavramını televizyona reklam vermek olarak tanımlıyorsanız, tabii ki gerekmez. Ancak pazarlama bu değildir. Pazarlama tanım olarak; hedef kitle ile olan tüm iletişim anlamına gelir. Yani sizden ekmek alan kimselere; “iyi günler” demeniz dahi pazarlamadır.

Çok uzun anlatmaya gerek yok esasen. “Müşteri velinimettir” ifadesini gerçekten içselleştirdiyseniz, zaten pazarlamanın temel ilkelerini farkında olmadan çalıştırıyorsunuz demektir. Bu noktadan sonra, güne ayak uydurmak ve doğru araçları, yeterince kullanmak kalacaktır.

Bakkal işletmeleri artık yok denecek kadar az ve bunun için üzgünüz. Aslında mahalle işletmeleri, çok kıymetli ve tüketiciye kolaylık sağlayan işletmelerdir. Ancak bugünlerde her şeyi çok büyük düşünüyoruz. Örneğin; artık berberler; AVM’lerdeki “Hair designer” işletmelerine dönüştü ve hatta İngiltere’den franchise (marka kullanım hakkı) alan berber var. Mantıklı mı? Bilemeyiz…

Gel gelelim, bunun tersi biçimde, tabelasındaki ismi okunmayan işletmeler de yok değil. Fiziksel ortamına vahşi hayvanların dahi girmeyeceği işletmelere, “haydi siz pazarlama yapın” demek, biz de çok rasyonel gelmiyor tabii. Konumuz, doğru-dürüst işletmeler üzerine…

Pazarlama fonksiyonu size ne anlatıyor?

Bir işletme sahibi, işletmeciliğin temel fonksiyonları dendiğinde;

• Finans
• Muhasebe
• Lojistik
• Tedarik (üretim)
• Yönetim

Kavramlarını dile getirir.

E tabi; para olmazsa işletme çalışmaz, muhasebe olmazsa devletle başımız derde girer, lojistik olmazsa mal gelip-gitmez, tedarik yoksa zaten satacak bir şey yoktur.

Eh, yönetim de biziz çok şükür.

İyi ama bütün bunlar için size müşteri gerekiyor. Onu hangi fonksiyon sağlayacak? Müşteri gökten mi yağacak?

Müşterilerin, sizin dükkan açılsın diye gün saydığını mı düşünüyorsunuz?

Aslında düşünüyorsunuz. Size göre; sizin işletmeniz çok iyi bir fikir ve müşterilerin sizin ürün ya da hizmetlerinize ciddi talebi olmalı.

Tabii ki efendim;

“Biz en iyisiyiz!”.

Öyle misiniz?

Kimse, “yoğurdum ekşi” demez. Tabii ki öylesiniz. Aslında böyle düşünmeniz, pazarlama mantığı bakımından fena da değil ama bunu megalomanlık seviyesine taşıdığınızda işler çığrından çıkar. Gerçeklere sırtımızı dönmek, bizi hızla batırır.

Gerçek şu ki; eğer sizin keşfettiğiniz bir ürün veya hizmeti, sadece siz satıyorsanız; rakibiniz yoktur ama bugün böyle bir ürün ya da hizmet yok. Müşterileriniz, sizin ürün veya hizmetlerinizin aynısını, kendisini memnun eden diğer bir işletmeden de alabilir. Oturup onların size teveccüh göstermesini beklerseniz, çok beklersiniz…

Ben işimde çok iyiyim

Olabilir ve hatta ne mutlu size ama unutmayın; sizden başkaları da sizin iddianızı dile getiriyor. Siz onlardan daha iyi olduğunuzu nasıl göstereceksiniz? Kim, size; neden inansın? Mucizevi pazarlama yöntemleriniz mi var?

Pazarlama kitle ile bağ kurmanızı sağlar

Pazarlama etkinliklerini layığıyla yaparsanız, “pazarlama pahalı mı?” sorusuna ihtiyacınız olmaz. Çünkü pazarlama kitlenizle mutlak bir bağ kurmanızı ve dönüşümlerinizi sürekli hale getirmenizi sağlar. Eğer sadece reklam yaparak pazarlama yaptığınızı düşünüyorsanız, elbette pazarlama pahalıdır. Ancak tüm mecralarda etkin ve bilinen bir marka haline gelirseniz, hem tıklama başı dönüşüm oranınız artacak hem de reklama bağımlılığınız azalacaktır.

Hedef kitle ile bağ kurmak, ilk bakışta çok önemli değilmiş gibi görünebilir. “Satın alır geçerler.” diye düşünebilirsiniz ama bu bir seferlik satış yapıyorsanız geçerlidir. Eğer işletmeniz veya markanız, sektöründe uzun süreyle var olmak istiyorsa, sadık müşterilere ciddi şekilde ihtiyaç duyar. Zira hedef kitlenizin sizi benimsemesi, sadece doğrudan satışı değil; tavsiye yoluyla dolaylı satışları da tetikler. Eğer kitlenizin kafasında hiçbir imajınız yoksa veya negatif bir imajınız varsa, bir sonraki satış için işiniz şansa veya çok daha pahalı pazarlama etkinliklerine kalmış demektir.

Pazarlama pahalı mı demeyin

Pazarlamanın pahalı olması durumu, tamamen sizin seçeceğiniz rota ile ilgilidir. Niteliksiz pazarlama pahalıdır. Reklama bağımlı pazarlama da pahalıdır. Hiç pazarlama yapılmayan pazarlama ise en pahalısıdır.

Doğru yapılan pazarlama pahalı değildir. Çünkü nitelikli pazarlama, yapılan yatırımdan çok daha fazlasını geri getirir. Bizim projeksiyonlarımıza göre; yapacağınız pazarlama yatırımı, gelirlerinizin %2 ila 4’ü arasındadır. Bu bakışla sizce pazarlama pahalı mı?

Reklam pahalıdır

Nitelikli pazarlamanın aksine, sadece reklam yaparak devam eden pazarlama etkinlikleri ise son derece pahalıdır. Gelirlerin yarısına ve hatta kimi zaman bütününe yakınına kadar ulaşan bu maliyetler, bir işletmenin yok olmasının garantisi dahi olabilir.

Reklam, toplam pazarlama bütçesinin içerisinde belli bir oranı kapsamalı ve pazarlamanın genelini tetikleyen, tanıtıcı bir unsur olarak kalmalıdır. Aksi halde, reklam zaten tek başına satış sağlamaz. Kullanıcı reklamınızı gördükten sonra sizin hakkınızda veriye ulaşamazsa, harcadığınız reklam maliyeti boşa gider. Bu da gayet pahalıdır.

İletişimsizlik pahalıdır

Arkadaşlarınızla iyi ilişkileriniz yoksa, onlarla temas edebilmek için menfaat ilişkilerine ihtiyacınız vardır. Sizi gerçekten sevmeyen dostlarınızla yemeğe çıkmak için hesabı siz ödemelisiniz. Bu örnek size ters ve insanlık dışı gelebilir ama elimizi vicdanımıza koyalım; bu iş böyledir.

Buna karşılık, iyi arkadaşın hatrı için çiğ tavuk yenir. Yani sizi seven dostlarınızla birlikte olmak için çaba harcamanız dahi gerekmez.

İşte pazarlama da tam olarak bu mantık üzerine kuruludur. Kitlenizle kuracağınız iyi iletişim zemini sayesinde hem onlara hem de onların çevresine kolayca ulaşırsınız. Bu bağ yoksa, onlara ulaşmak için reklam harcaması yapmanız gerekir ki; bu durumda da kesin dönüşüm (satış) elde edeceğinizin garantisi yoktur.

Bilinmemek pahalıdır

Sizi nasıl biliyorlar? Biliyorlar mı?

Bir elektrikli süpürge satın almayı düşünüyorsunuz diyelim. Reklamlarda bir ürünü gördünüz ve size mantıklı geldi. Koşarak gidip satın alır mısınız?

Elbette hayır.

Öncelikle ürünü, sonra satıcıları araştırırsınız. Bu süreç genellikle 15-20 adımı kapsıyor. Tüketicilerin kahir ekseriyeti (salt çoğunluğu veya geneli) satın alma kararını ciddi araştırmalar yaparak veriyor.

Eğer bilinir değilseniz, yaptığınız reklam yine boşa gidiyor. Boşa giden reklam, pahalıdır…

Kalitesiz pazarlama pahalı mı?

“Kalitesiz pazarlama pahalı mı?” saçma bir soru gibi gelebilir ama burası çok önemli.

Ucuz, kelime olarak kalitesiz kavramı ile eşdeğerdir. Ancak İngilizlerin meşhur bir sözü vardır.

Ucuz olanı satın alacak kadar zengin değilim.

Burada, ucuz mal veya hizmetin niteliksizliği ve kullanıcıya fayda sağlamayacağına burgu yapılıyor. Gerçekte de böyledir. Kalitesiz bir ampul, birkaç hafta yanarken, kaliteli ve pahalı türü aylarca sizi aydınlatabilir. Bu durumda yarı fiyatına satılan kalitesiz üründen defalarca satın alır ve daha fazla ödersiniz.

Sonuç olarak; ucuz, pahalıdır…

Dijital pazarlama pahalı mı?

Kime göre, neye göre?

“Dijital pazarlama pahalı mı?” Sorusunun cevabı sizin ne yaptığınıza bağlı olarak değişir. Eğer sadece reklama yükleniyorsanız, “dijital pazarlama pahalı mı?” sorusunun cevabı elbette evet olur. Ancak size uygun, kapsamlı ve nitelikli pazarlama pahalı mı?

Hayır.

Çünkü bu pazarlama etkinlikleri, size harcadığınızdan çok daha fazlasını; uzun süre ile getirecektir.

Büyük ve uzun vadeli düşünün

Eğer ürün veya hizmetiniz tek seferlikse ve bir daha başka satış yapma niyetiniz yoksa, nitelikli pazarlamayla uğraşmayın. “reklamı bas geç” sizin için uygun yöntemdir. Biraz fazla reklam ödemesi yaparsınız ama kafa-kafaya dönüşüm mümkün olabilir. Ancak eğer sektörde uzun vadede kalıcı olmak istiyorsanız, hemen yatırıma başlayın.

• Büyük düşünün
• İleriyi hedefleyin
• Sınır tanımayın
• Samimi ve gerçekçi olun
• Vizyon oluşturun

Gelecek vizyonu olmayan işletme olmaz. Olursa da geleceği olmaz. Vizyonunuz, hangi boyutta bir işletme olursanız olun, büyük olmalıdır. Büyük olduğunuzu iddia etmekten söz etmiyoruz. Burada amaç, büyük olmayı istemektir. Zaten büyük olmadan büyük olduğunu iddia etmek, samimi ve gerçekçi olma maddesine aykırı olur. Biz, büyümeyi ve bunun için doğru yolu kullanmayı hedefleyeceğiz.

Dijital pazarlama hakkında ücretsiz bilgi alabileceğiniz ve hatta sertifika programlarına katılabileceğiniz Grow with Google sayfalarını mutlaka inceleyin.

Sonuç olarak “Pazarlama pahalı mıdır?” Sorusu, sormamanız gereken bir sorudur. Doğru soru; “İstediğim hedefe ulaşmak için hangi pazarlama yöntemlerini kullanmalıyım?” Olmalıdır.

Doğru pazarlama, pahalı değildir.